Hazır yaz gelmiş, tatil planları yapılmaya başlanmışken, size de fikir olması için balayımızdan biraz bahsetmek istiyorum.
Aslında balayı için gitmedik, küçük bir tatil yapmak için kapadokyaya gittik. Asıl balayını havalar ısınınca yapar iyice dinleniriz diye düşündük.
Kapadokya'ya gitme fikri ilk çıktığında eşim mağara odaları olan bir otelde kalalım, gitmemizin bir anlamı olsun dedi. Biraz araştırıp Göreme'de kalmak istediğime karar verdim. Bir kaç tane siteye bakıp otel seçeneklerimizi 2'ye düşürünce, fiyat için bir kere de otelleri arayalım dedik. İlk önce bizim kaldığımız Divan Cave House'u aradık ve fiyatı rezervasyon sitelerinden daha da ucuza verdiklerini gördük. Diğer seçeneği de aradık fakat telefonu açan kişinin konuşma tarzı yüzünden bu seçeneği direk sildik. ( İkimizde otelci olduğumuz için bu konuya biraz fazla önrm veriyoruz.) Rezervasyon yaparken normal oda ile aralarında çok az bir fiyat farkı olduğu ve bu tatilin bir nevi balayımız olacağı için jakuzili suit oda almaya karar verdik. Odamız 1+1 şeklinde mağara odaydı. İnternette araştırma yaparken çoğu kişi mağara odaların soğuk olduğunu yazmıştı, mevsim geçişi olmasına rağmen biz üşümedik. Otelde açık büfe kahvaltı gerçekten çok başarılıydı. Bu bölgedeki çoğu otelin kahvaltısı bu şekildeymiş. Ama en çok odamızın önündeki avluda bulunan salıncağı görünce mutlu olduk.
Sabah çok erken saatte yola çıktığımız ve İstanbul'dan Kapadokya'ya kadar arabayla geldiğimiz için otele gidince biraz dinlendik. Daha sonra yapmayı düşündüğümüz atv turu için uygun bir şirket aramak için Göreme'yi gezmeye çıktık. Bir kaç şirketten fiyat aldıktan sonra etrafı gezmeye başladık. Göreme Açık Hava Müzesini bulduk ve biraz çevrede gezdikten sonra yemek yiyecek yer aramaya başladık.
Kapadokya'da sıkıntısını en çok çektiğimiz şey yemek konusu oldu. Gitmeden önce internetten baktığımda yemek konusundan sıkıntı yaşayacağımızı anladım. Göreme'de çoğunlukla mönüsünde 53637 çeşit yemeğin olduğu, turistik yer olduğu için fiyatların fahiş olduğu restoran/cafeler var. Şans eseri bu restoranların arasında küçük bir dönerci bulduk, Başkent Döner. Orada kaldığımız 3 gün boyunca çoğunlukla orada yemek yedik.
Kapadokya'daki ilk günümüz bu şekildeydi. Kısa zamana çok şey sığdırmaya çalıştığımız için her günü ayrı bir postta yazmayı planlıyorum. 2. Günde görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder